bakmak

bakmak
bakmak <-ar>
vi
1) beobachten (-e), betrachten (-e)
bir şeye başka bir açıdan \bakmak etw aus einem anderen Blickwinkel betrachten
birine göz ucuyla \bakmak jdn aus den Augenwinkeln beobachten
2) ansehen (-e), anschauen (-e)
birine anlamlı anlamlı \bakmak jdn bedeutsam anblicken
bir şeye bitmiş gözüyle \bakmak etw als erledigt ansehen
birine ters/yan \bakmak (fam) jdn schief/schräg ansehen
3) sehen, schauen, blicken (-e auf) (fam), gucken
bakalım, olacak mı mal sehen, ob es klappt
ne bakıyorsun? (fam) was guckst du?
Boğaz'a/Haliç'e \bakmak auf den Bosporus/das Goldene Horn blicken
pencereden dışarı \bakmak zum Fenster hinausschauen
4) zusehen (-e dass)
bir an önce eve gitmeye bakalım wir müssen zusehen, dass wir so schnell wie möglich nach Hause kommen
erken gelmeye bak sieh zu, dass du früh kommst
5) (bilgi için) nachsehen (-e in), nachschauen (-e in)
sözlüğe \bakmak im Wörterbuch nachschlagen
bak bakalım, ... sieh mal nach, ob ...
her tarafa baktım ich habe überall nachgesehen
6) Gesicht machen
alık alık/aptal aptal \bakmak ein dämliches/dummes Gesicht machen
7) (beklemek) erwarten (-e)
bir şeye dört gözle bakmak etw sehnsüchtig erwarten
8) (göz kulak olmak) aufpassen (-e auf)
9) (iaşe etmek) verpflegen (-e)

Sözlük Türkçe-Almanca kompakt. 2015.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Schlagen Sie auch in anderen Wörterbüchern nach:

  • bakmak — I, 102, 192, 340, 425; I I, 16, 26, 33, 144, 250. 292; III, 23, 194. 272,295, 440 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • bakmak — e, ar 1) Bakışı bir şey üzerine çevirmek Zamanla nasıl değişiyor insan / Hangi resmime baksam ben değilim. C. S. Tarancı 2) Aramak 3) Bir şeyin yüzü bir yöne doğru olmak Limana bakan penceresinden deniz görünürdü. O. V. Kanık 4) Bir şeyin… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • cin cin bakmak — 1) kurnazca bakmak 2) uykusuz gözlerle bakmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kem gözle bakmak — 1) kötü niyetle bakmak 2) nazar değdiren bir bakışla bakmak Eh yakışıklı da delikanlı. Bir tanesi kem gözle baktıysa tamam. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kötü gözle bakmak — 1) bir kimse için iyi olmayan düşünceler beslemek, bunu belli edercesine bakmak Tiyatroda kimse kimseye kötü gözle bakamaz. S. F. Abasıyanık 2) cinsel duygu ile bakmak Ben bu kambur kızdan hoşlanmışsam, onu sevmişsem, neden ona kötü gözle bakmış… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yan yan bakmak — 1) göz ucuyla bakmak İhtiyar kadın yan yan torununa bakıyordu. M. Yesari 2) kin, nefret veya öfke ile bakmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yan gözle bakmak — 1) yan bakmak 2) belli etmeden, göz ucuyla bakmak Genç bir jandarma zabiti, sert bir eda ile geçiyor, yan gözle bana bakıyordu. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • titrü bakmak — dik bakmak, keskin gözle bakmak, II, 292; III, 272 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • boş boş bakmak — amaçsız, anlamsız ve bilinçsizce bakmak Boş boş baktığımı görünce öfkelenip elindekileri bir köşeye attı. O. Pamuk …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bön bön bakmak — anlamayarak, safça, şaşkın şaşkın bakmak Söyleyecek söz bulamıyor, bön bön ihtiyar Rum un yüzüne bakıyordum. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dik dik bakmak — çok sert bir biçimde, sert sert, öfkeli öfkeli bakmak Hiçbir şey söylemeden dik dik baktı. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”